bulamadıklarım bulduklarımdan az
En iyi öğrendiğim, en çok duyumsadığım hatta kendimden bir parça haline getirdiğim bir duygudur özlem.Çocukluğumda etrafımda görmeye alıştığım herkesi sonra hep özledim ben.Anneannemi, dedemi, kuzenlerimi, arkadaşlarımı, öğretmenlerimi, köydeki komşuları, şehirdeki komşuları, kitaplarımı, Rossi'yi, çiçekleri hatta kendimi bildim bileli her sabah yediğim baniçka ve kiflayı bile senelerce sadece özleyebildim...
GÖÇ sonrası yaşadığım özlem duygusunun duyumsanabilecek en ağır özlem duygusu olduğunu düşündüm uzun bir süre.Özlemin kalpte oluşturduğu sızıyı da haliyle en derin sızı sandım.İkilemlerde boğuşurken en çetin savaşımı verdiğime inandım, köklerimden sökülüp hiç alışık olmadığım iklimde yaşama tutunmaya çalışmak beni hayatla mücadelemde yenilmez şovalye kılar sandım.Sandım ve yanıldım...
İnsanın hayatla en çetin mücadelesi kendini yitirdiği anda başlarmış, öğrendim.Çünkü kendinizi yitirdiğiniz anda ortada mücadele edebilecek kimse kalmıyor.Ve geriye kalan iki seçenek oluyor ya pes edip bütünüyle kaybolmak ya da bin parçaya dağılan sizi tıpkı bir yap bozun parçaları gibi bir araya getirmek.Kayboluş pes ediş olduğundan ikinci seçenek herkesin tek seçeneği olmalıdır.
Binlere ayrılan karelerden bir bütün oluşturmak; sizi siz yapan, her karesi sizi anlatan bütünün parçalarını bir araya getirmek zorlu bir süreçtir. Siz size yaklaşırken aniden kapıldığınız girdaplar, gözyaşı selleri ve yok saydığınız yaralarınızın kanaması peşinizi bırakmaz hiç.Yüzleşirsiniz o ana kadar yaşadıklarınızla, kendi gerçekliğinizle hatta kendinizi yitirmenize neden olanın gerçekliğiyle bile yüzleşirsiniz.Çetin bir serüvendir insanın kendini arayış serüveni ama vuslat yeni bir hayat armağanıdır arayışta olana.
Minnetle dolu şu anda içim, gözyaşı sellerine kapılmadan ve içimdeki yangının hükmünü yitirdiğini duyumsayark geçirdiğim günlerin sayısı parmaklarımla sayılamıyor.Kim bilir belki benim yap bozumda eksik kalan karelerin sayısı tamamladıklarımdan azdır şimdi.Belki içimdeki huzurun nedeni de ben'e yaklaşmış olmaktır ya da yitiğini bulmaya çok yaklaşan birinin duyduğu zafere yakın olma hissidir...Yeniden bir sovalye ruhunu hissedebiliyor olmaktır belki de sebep...
VE,
En yakıcı özlem meğer insanın kendine duyduğu özlemmiş.İnsan kendinden ayrı düşünce herşeyi karmakarışık oluyor hiçbir duygu ve düşüncesi ona ait olamıyormuş.Geriye ne mi kalıyormuş?Kabz ve bast halleri arasında durmadan kendine özlem kalıyormuş...
En derin özlem meğer insanın kendine duyduğu özlemmiş.