23 Eylül 2007 Pazar

Tüm bunlar rahmet vakti olduğundan sadece



Kendimi dünyaya ait hissedemiyorum özellikle son on gündür.Tamam kabul ediyorum sinemada herkesin güldüğü sahnede ağlayasım geliyor(zor ya da komik duruma düşen kahramanla inanılmaz empati
 kurarım ve onun adına üzülürüm) ve salondaki topluluğun dışında hissediyorum kendimi.Geçici bir ait olamama duygusudur ama sinemadaki.Dışarı çıktığımda kaybolur gider.Benim anlatmaya çalıştığım bundan daha farklı bir durum.
Vakit rahmet vakti olduğundan belki benim şu hiç söz dinlemeyen kalbim başka duyuşla yüklü bu ara...
Gene çok ilgilendiriyor beni etrafımda gördüklerimin ne halde olduğu.Üzügün bir yüz içimde sızıya neden oluyor hiç tanımadığım halde tebessüm kondurmak istiyorum o yüze hüzün yerine.Birini kırmaktan ölesiye korkuyorum (kimseyi kırmıyorum demek değil tabi bu ), kırılmayı tercih ediyorum.Cüretkar cümleler kurmaktan çekiniyorum, cümlenin sebep olabileceklerini hesab etmeye çalışıyorum.Biliyorum yanlış zanlara dayanarak sarf edilen cümlelerin verilmek zorundadır hesabı.
Derse giriyorum, dakikaların hakkını verememenin endişesini taşıyorum.Kırk dakika beni izleyen otuz çift gözün ''Hocam, anlattıklarınızdan daha önemli olan şeyleri neden anlatmadınız?'' demesinden korkuyorum bir gün.
Kırıldığım halde susmayı deniyorum çünkü biliyorum karşı taraf hatasını kabul etmeyecek.Tolere etmeyi hiç bilmeyeni hep tolere ediyorum.(Öğrencilerin menfaati söz konusu  olduğunda direniyorum sadece).
Gene vakit rahmet vakti olduğundan belki hüzün daha kolay uğruyor bana.Sokağa karanlık çöktüğü an gördüklerim kalbimi hüzün denizlerine salıveriyor.Vaktin ne vakti olduğundan habersiz nefes alanları gördüğümde binlerce parçaya bölünüyorum.Keşke diyorum...
Ve benim bu hallerime hayretle bakıp anlam veremeynlere şaşkınlıkla bakıyorum.
Ölçüyü bilseniz diyorum içimden daha hassas olmam konusunda uyarırdınız belki beni.
Aklıma geliyor;
''Komşusu açken tok yatan bizden değildir''.

YAĞMUR,
Bak işte vakit rahmet vaktidir.Yağ demiştim sana katılaşan kalplerimize, sızıver içeri, yumuşat yüreklerimizi.Hüzünlü bir yürek gördüğümüzde bir hüzün de bizim yüreğimize dokunsun.Ağlayan bir göz gördüğümüzde bir gözyaşı da bizim gözümüzde belirsin.
Gel ve kuşatma altına al kalplerimizi.Al ki ne biz onlara ne de onlar bize hayretle baksın...