17 Aralık 2007 Pazartesi

ROSSİ, MİMİ, BEN VE DÜŞLERİM


Düşler vardır kökleri kendinizi anımsamaya başladığınız o ilk anlara kadar uzanır.Düş kurma eylemini en ustaca yapabildiğimiz , düşlerimizi gerçeklik sınırıyla daraltmadığımız hayallerimizdir onlar.Yürekten gerçek kılabileceğimize inandığımız hatta hayal ile gerçeklik sınırını sık sık karıştırdığımız düşlerimizdir onlar.

Hayal kurmanın hakkını sonuna kadar verdğimiz hiç bir düşümüz düş kalmaya mahkum değildir.Onun gerçeğe açılan bir kapısı vardır mutlaka.Biz düşlemekten vazgeçtikten yıllar sonra bile olsa bir gün o kapı aralanıverir.Davetsiz bir misafir gibi en umulmadık anda düşümüzün gerçekliği sızar gerçekliğin kapısından.Usul usul girer içeri ve düşümüz düş olma özelliğini yitiriverir bir anda.O artık geçeğin ta kendisidir.Yıllar önce ektiğiniz isteme tohumlarının neşv_ü nema bulmuş halidir.

Çocukluğumun ayrılmaz bir parçası Rossi Kirilova ve onun şarkıları.Karakterimin büyük bir kısmı onun şarkı sözleriyle şekillendi.Hal ve harektelerime onunla karşılaşabilecğim hayalini kurduğum anlarda derhal çeki düzen verirdim.Yeterince iyi olmayı başaramazssam onun beni hiç sevmeyeceğinden korkar ve şarkılarında verdiği mesajları hayatıma geçirmeye çalışırdım.Tüm hediyelerim onunla ilgili olurdu, onun plakları, posterleri, gazete küpürleri :).

Çok sıkıldığım anlarda durmadan ona anlatırdım yaşadıklarımı ,bir gün ses bulacağına inanırdım sessiz cümlelerimin.Göç (1989) sonrası düşler, düş kurabilme yeteneğim kayboldu bir yerlere.Dinlemeden edemediğim şarkılar yıllarca suskun kaldı.Anneannem, arkadaşlarım hepsi bir anda çok uzaklarda kaldı.Alıştığımdan farklı sessiz cümleler dolandı durdu zihnimde ve ben büyük düşümün sonsuza kadar sadece düş olarak kalmaya mahkum edildiğine inandım.

Sadece düşten ibaret olacağına inandığım başka düşlerim de oldu benim.Yıllarca bulgar arkadaşlarıma ulaşma hayali kurdum, hiç değilse bulgar bir arkadaşım olsun istedim.Ne aradıklarıma ulaşabildim ne de bulgar bir arkadaşım oldu.Bu düşümü de düş olmaya mahkum olanlar rafına kaldırdım.Cömertliğinden şüphe ettim belki de...

Ondokuz yıl sonra rafa kaldırdığım düşlerim gerçekliğin kapısından giriverdi hayatıma.Hazırlıksız yakalandım, habersiz gelen eski bir dostun uğraması gibiydi gelişleri.Çook eskilerden esintilerle gelmişlerdi.Buram buram çocukluğumu getirmişlerdi gelişleriyle.O'nun cömertliğinin ispatıydılar, O'nun büyüklüğünün birer nişanesiydi onlar.Haykırıyorlardı ''Vermek istemese, istemek vermezdi.''...

Bir gece google arama motoruna çocukluğumdaki şarkıcının adını yazdım.Myspace sayfası cıktı karşıma, günlerce heyecanla dolandım sayfada.Nihayet hatırı sayılır bir zamandır bende duran sessiz cümleleri bir araya getirdim ve mail gönderdim.Yıllardır adresine ulaştırmadığım kelimeleri bir bir sıraladım, gecikmiş bir teşekkürle noktaladım yazdıklarımı.Ertesi gün maillerime bakmak için teneffüs arası bilgisayar başına geçtim, cevap almam 12 saatten az sürmüştü.Mutlu oldum, içimdeki sessiz cümlelere vefalı davranmış onları gerçek sahiplerine ulaştırmıştım, o da bunlara kayıtısz kalmamıştı.Şimdi yazışıyoruz arada :).Bir çocukluk düşü aynı ülke topraklarında yaşarken gerçek olamamıştı ama onca ayrılık ve hüzünden sonra ve artık farklı dillerin egemenliği sürereken bizde geçekliğin kapısından girivermişti işte.

Rossi'nin sayfasından Maria'ya ulaştım.Bulgaristan ve arkadaş özlemimi yazdım ona.Gecikmedi yanıtı, kapıları açık bir arkadaş buldum.Yüreği sıcacık, aynı şarkılar ve aynı masallarla büyümüş bulgar bir arkadaşım oldu.Yüreklerimizin dili aynı , ırkımız , dinimiz dilimiz ayrı olsa da...

Hayaller kuralım, hakkını sonuna kadar verelim hayal kurmanın.Gerçeklik sınırına takılmayalım hiç.Gün gelir tohumunu attığınız düşleriniz ansızın çalıverir kapınızı.Ben gibi şaşırır kalırısınız, hazırlıksız yakalanırsınız ve en önemlisi de O'nun cömertliği karşısında iki büklüm olursunuz,umut kestiğiniz için düşlerinizden :)

3 yorum:

NESLİ dedi ki...

s.a hocam öncelikle şunu belirteyim ki her gün blogunuza bakıyordum acaba hocam yeni yazı yazmış mıdır diye:)en sonunda buluştuk yeni yazınızla:)düşlerimiz olmasa gerçek hayatımızdaki birşeylerin nasıl olmasını istediğimizi nerden bilebilirdik ki?ben de çok hayal kurarım mesela,çokta zevk alırım bu işten.örneğin ortaokul arkadaşlarıma ulaşabilmenin hayalini hep kuruyordum çabaladım belki.sonunda hayal ettiklerim dediğiniz gibi ansızın çıkıverdi karşıma:)şimdi çok mutluyum ki onları yeniden yeni hayallerime dahil edebileceğim için.bu mutluluk herşeye değer...düşlerimizden kopmamak işte en güzeli bu!sınırı aşmadan ikisinide yaşayabilmek.bir söz var çok seviyorum:HER SÖZÜMÜZ DUDAKLARDA GÜLÜŞ OLDU,DÖNMEK İHTİMALİ YOK ARTIK;O GÜLÜŞLER DÜŞ OLDU!..sevgiyle...

almina dedi ki...

nesli;
Çok güzel bir söz, paylaştığın için tşk ederim.Güzel hayaller kuralım, içine tümm insalığı dahil edelim.Ve evet, dönmek ihtimali yok artık :) düşlerden

NESLİ dedi ki...

:)