30 Ocak 2008 Çarşamba
15 Ocak 2008 Salı
aidiyet duygusunu ya da kendini yitirmek
Aidiyet duygusunu yitirdiğimiz anlar vardır.Yeryüzündeki hiçbir coğrafyaya ait hissedemeyiz kendimizi.Her yer yabancı ,her yer bize huzur vermekten uzaktır.
Binlerce dakikayı geçirdiğimiz mekanlar da birden bildik olma sıfatını yitirirler.İnsanlar da bir anda bizim çok uzağımızda kalıvermiştir.Ne onlara aitizdir ne de onlar bize...
Aidiyet duygusunu yitirmek aslında kendi çıplaklığımızla kalış anımızdır.Eşyalar, insanlar,tatlar bizden uzaktır.Duyumsanan sadece bizizdir.Biz ve ait olunandır aşikar olan.
Böyle anlarda biliriz nedendir dünyaya sığamayışımız kimi an.Dar kılınışı nedendir dünyanın bize, herşey yabancılaştığı zaman anlarız.
Bize ait olanları yitirmek aslında bizim ait olduğumuzu düşündürür bize.Çözeriz aniden gelen yabancılaşma hissi nedendir...Ve fark ederiz bir kez daha özden uzak olan aidiyetlerin yok oluşu anda gizlidir.
Gönderen almina zaman: Salı, Ocak 15, 2008 6 yorum
Etiketler: arayış
7 Ocak 2008 Pazartesi
YORGUN BİR ÇOCUK İÇİMDE
Yorgunluğu iliklerime kadar hissetiğim anlar olur benim.Bedenim değildir yalnızca yorgunluk sancısı çeken.Sanki bana ait olan her zerre bunu ayrı ayrı duyumsamakta.
Kendimle kalmak ve bana ait olanlara kulak vermek istiyorum.Benden uzaklığım O'ndan uzaklığımla doğru oranıtlıdır, bilirim ben.Hatta yorgunluk sebebimin kendimle olamamkla ilgili olduğunu da bilirim.Yüzlerce öğrenci, yazılı kağıdı ve nefsime ağır gelip de haftada en az üç defa kurmak zorunda kaldığım cümleler arasında kaybolduğumun da farkındayım.
Sabah uyandığım an ile gecenin gelişindeki anın farkındayım sadece bu ara.Uyanıyorum ve start alıyorum, servis-okul-ders-ödev takibi-öğrenci görüşmesi-yazılı-tenefüs-servis-toplantı-seminer-ders...Gece yarısını geçmiş işte yine çoktan oysa yapacak ne çok şeyim vardı benim...
Kendimi duyumsayamadığım anlarda bir çocuk belirir hep içimde.Yüreği hayatla tanışalı henüz iki üç yıl olmus saçları kar beyazı, taraklara düşman olacak kadar da kıvrımları olan o beyaz saçlı kızın yüreğidir yüreğim o anlarda.Savunmasız, saf ve kırılgan.Tüm takvimlere ve yetişkin tanımlarına inat öylece durur o içimde.Her zamankinden alıngan, her zamankinden hassas olmama nedendir büyüyememk.Ve yorgun anlarım yetişkinliğe olan mesafemi uzatır.Hayat bu deyip geçemem olan hiç bir şeyi.Ve yorgunluğuma yorgunluk katarım...
Mola hakkımız keşke sadece belirli vakitlere hapsedilmemiş olsa.Kendimizden uzaklaştığımız an mola hakkı isteyebilsek.Büyütsek içimizdeki kırılgan yüreği.İlgi göstersek içimizde beliren o saf ve düzeni algılamakta zorlanan miniğe.Biz içimizdeki çocukla bir bütün olup özümüze yaklaşsak.Bilsek bizi bilmenin O'nu bilmek olduğunu.VE bilsek yorgunluk sebebimizin aslında O'ndan uzak olmak olduğunu.
Gönderen almina zaman: Pazartesi, Ocak 07, 2008 6 yorum
Etiketler: arayış