Zaman hızla akıp gidiyor,giderken de beraberinde ne çok şeyi alıp götürüyor.Hayallerimiz kimi zaman onunla giden, kimi zaman umutlarımız kanıp gidiyor zamanla.Zaman bazen çok sevdiğimiz eşyalarımızın da miadını doldurmasına neden oluyor.Anneannemin en özel hediyesi olan pikabımın bozulmasında zamandan başka suçlu bulamadım ben, plaklarıma bakıyorum ve melodileri beynimde ben oluşturuyorum.
Zaman yüzümüzdeki çocuksuluğu da götürüyor gidişiyle, yerine çizgiler bırakıyor simamızda; her çizgi binlerce tecrübe edilmiş duyguya kanıt.Saç tellerimizin renginden de çalıyor zaman, hissettirmeden ustaca yapıyor hem de bunu.Önce tek bir telden çalıyor rengi, o tek beyaz tel sevimli geliyor bize hatta şans sayıyoruz onu kendimize.
Belki de sevincimizi arttırmak için zaman beyaz telimize beyaz tellerimizi ekliyor.
Sevdiklerimiz zamanla miadına yaklaşıyor, gidişleri derin sızılar bırakıyor yüreğimizde ve durdurmak için miada gidişleri tanınmamıştır bize bir güç.
Zaman akışıyla bazen acılarımızı alıp götürürüyor, bundandır zamana ''en iyi ilaç'' ünvanının verilişi.Sızılar zamanla diniyor, yangın yakıcılığını zamanla kaybediyor, aşk acısı, ayrılık acısı zamanla hükmünü yitiriyor.Özlemin yakıcılığına zamanla alışılıyor, doğulan topraklardan ayrı yaşama acısına zamanla dayanılıyor...
* * *
Zamanın bu alıp götürme gücüne rağmen çaresiz kaldığı, boyun eğdiği hisler ve değerler vardır;
Güçlü bir dostluk bağı zamana yenilmez hiç.Yıllar geçse de aradan karşılaştığınız anda dostunuzla kaldığınız yerden araya zaman hiç girmemiş gibi devam edersiniz paylaşımlarınıza.Çocukluğunuzda nakış nakış yüreğinizi dokumuş anneannenizin sevgisi onun göçüp gitmesinin ardından da taptaze kalır hep içinizde.Çiçeklere dokunan narin çocuk elleriniz yıllarca ayrı kalsa da onlardan bir çiçek resmi karşısında çiçeklere dokunurkenki duyarlılığını kazanır bir anda.Yıllarca görmediğiniz öğrencilerinizin bir telefonuyla zihninizde ve kalbinizde canlanır sevgileri, şirinlikleri.
VE:
zamana bunca cümle kurdurtan sevgili edebiyat öğretmenim.On üç yıl aradan sonra bluşacağımız gün lise yıllarındaki o heyecanlı kıza dönüşüverdim bir anda.Kapı arkalarından koridordan gelişinizi izleyişimi, parmak kaldırırkenki heyecanımı hatırladım.Bana ne çok şey öğrettiğinizi fark ettim , hayata sımsıkı tutunmam gerektiğini hiç söze dökmeden öğrettiniz, satırların arasında gizli manaların olduğunu,temize geçirilemeyen bir kompozisyon kağıdının bir değeri olabileceğini öğrettiniz.Öğrencilere sevildiklerini söylemenin güzelliğini, ders dışında da paylaşımlarda bulunulabileceğini gösterdiniz.
Yıllar sonraki görüşmemizde fark ettim, meğer ne kadar canlıymış içimdeki duygular hala.Şimdi ben bu görüşmeden sonra nasıl özlüyorum sizi bir bilseniz.Bir de bunları size söylemek istediğmi hatta bakın ben herkese anlattım sizi demeyi ne çok istediğimi bilseniz.Ama dedim ya o lisedeki utangaç ve heyecanlı kız oluveriyorum ben yanınızda.Tüm bunları söyleyemem sadece bu yüzden işte...