29 Haziran 2007 Cuma

KUŞLAR


Çocukluğumdan miras kalan saf, iyiliklerin varlığını kabul edip kötülüğü algılamaya kapalı bir yanım vardır benim.Güçlü duruşumu engelleyen, kendimi korumamı güçleştiren sırçadan bir parçam.Savaşları, öfkeyi, kini, incitmeyi, yalanı,intikamı kabullenemeyen  bir tarafım vardır.

Hüzünlere teslim etmişliğim yüreğimi hep o yanımdanır benim.Şimdi, içimde eskiden kalma kırgınlıkları bir bir atsam dışarı.''Geçti gitti işte '' desem ve finalde bile o saf tarafımla sadece savaş alanına çıktığımla övünsem.  
''Öfkeden uzak tutarak kurdum son cümlemi de desem'' ve kurtarsam sonsuza kadar omuzlarımı yer çekimi kuvvetinden.

Şimdi ben hafifletmişken yüreğimi umut tohumlarımın sevincini kuşlarla paylaşsam.Sizin kadar hafifim işte ben de desem.Anlatsam uzun uzun kalbin esaretten kurtuluş öyküsünü.Çok az kaldı ben de sizin kadar yakın olacağım göğe desem.Kanat çırpmalarını izlesem sonra onların ve gözlerim göğe yönelse...

Sen'i hangi kelimelere sığdırsam ki ben.Sadece şunu bil her kuşların biraraya gelmesini kıskanırım ben çünkü bilirim ki o anda SEN onlardasın oysa bendeki SEN hep masiva arasında.



Kurtar esaretten kalbimi!

22 Haziran 2007 Cuma

Bir ukde işte...

İçimdeki acıdan kaçmak için belki, belki de kendimden kaçmak için dün attım kendimi kapıdan dışarı.Uzun zaman olmuştu halamı ziyaret etmeyeli, çocuklara da gelme sözü vereli epey olmuştu.Hem sözümü yerine getirmek hem de aile büyüklerinden birinin şefkatine gereksinim duyduğum için atladım minibüse ve düştüm yola.

Çoocuklar hoplaya zıplaya indiler merdivenlerden boynuma atladılar, beni görmek şaşırtmıştı onları.Onlara bakınca zamanın ne kadar çabuk geçtiğini anladım bir kez daha.Değişen çok şey vardı onlarda,oysa bende hiç gitmeyenler gene aynıydı, bu canımı yaktı ...

Halam da mutlu oldu beni görünce, ben duygulandım ona bakınca.Onda babamı, diğer halalarımı hatta babaannemi gördüm.Boynuna sarılıp bırakıvermek istedim içimdekileri...

Sohbete başladık hayat halam için de kolay değildi.Çocukları, torunları büyümüştü ama sıkıntılar devam ediyordu.Halam onlar için kaygılanıyordu.

Bir süre sonra halam yüzümdeki ifadeden hüznümü anladı.Nedenini sormasıyla gözyaşlarıma koyduğum setler yıkıldı, aktı aktı...Acımın tazeliğini koruduğunu anlattım ona, şaşırdı.Onu atamayışımı anlamlandıramadı.Taktikler verdi, kendi kendime yapmam gerekenleri anlattı.Geçecek göreceksin dedi.Her ''geçecek'' kelimesi içime anlık da olsa ferahlık verdi.Hayatı paylaşmak onu kolaylaştırır daha yaşanılır hale getirir dedi.Ve gözleri uzaklara daldı, eniştemi hatırladı;
''Enişten ve ben iyi bir hayat sürdük.Sıkıntılarımız olmadı değil başta, acemilikte ben hatalar yaptım ama sonra anladık birbirimizi.Aslında ben ona daha iyi davranabilirdim, keşke bazen sussaydım, daha çok ilgi gösterseydim ona.''
''Hala, eniştem ilk aşkın mı senin?''
''İlk onunla konuştum ben.O zaman cep telefonları, telefonlar yoktu şimdiki gibi.Biz mektup yazardık ya da küçük notlar gönderirdik birbirimize.Bayramlarda köy meydanında görüşürdük.Bir yıl böyle görüştük eniştenle sonra TÜRKİYE'YE GÖÇ meselesi oldu.Enişten haber göndermiş bana şu saatte şu yerde beklesin, pasaportunu ve doğum tarihini getirsin beraberinde demiş.Ben de gittim bekledim o gelmedi, sonra o gelmiş ben beklemedim diye kızmış.O gün ikimiz de birbirimize öfke duyduk.Ben sonra öğreniyorum ki enişteni şehre göndermişler işten ,o da gecikmiş.Bir yıl boyunca görmezden geldik birbirimizi, tanımıyormuş gibi davrandık.''
''Eeee hala, sonra nasıl bir araya geldiniz?''
''Anlamadım ki bi ara ikimize de bi istek geldi.Konuştuk, eniştenin maddi gücü yoktu düğün yapamayız dedi.Ben de kabul ettim ve kaçarak evlendik.''
''Çok yol kattettiniz değil mi birlikte?''
''İlk evlendiğimde bana hep bu adam ailesine çok bağlı olmaz dediler ama enişten öyle bir bağlandı ki ailesine.Ben hiç o konuda endişe duymadım, çocuklarına sahip çıktı, eve baktı.İyi bir hayat sürdük biz.Şimdi geriye dönüp baktığımda keşke daha iyi davransaydım ona diyorum.Daha çok vakit ayırsaydım, daha az konuşsaydım.Ama insan o zaman anlayamıyor işte...''
Halam bunları söylerken eniştem geldi gözlerimin önüne.En çok Sema'ya takılırdı o ve bana şöyle derdi;
''Bu cıngıl kız var ya aynı senin halan.Bak hareketlerine, konuşmasına, bakışına aynı halan, süse merakı bile ondan bunun''.
Keşke diyorum ben de şimdi hayatta olsa eniştem ve görebilse görmeden edemediği torunları ne kadar büyüdü, halamın içinde ne ukdelere neden oldu,yıllar neleri getirdi o eve neleri götürdü...
Ve keşke ben de sıyrılsam içimdeki acıdan, yelken açsam yeni umutlara...

20 Haziran 2007 Çarşamba

Kimler gelmiş :)

Aman da aman kimler gelmiş benim sayfama.Benim olduğum bir blogta benim elma şekerimden nasıl söz edilmezmiş.Hoşgeldin teyzecim, burası bizim yeni mekanımız, renkelrimiz biraz daha aydınlık tabi hayallerimiz ve umutlarımız da.
Elimde olsa resimlere can verir sımsıkı sarardım kollarımla seni.Ne çok özledim teyzecim ben seni ya.O kadar yol geliyorum birlikte oyun oynuyoruz, sen bana sofradaki herşeyden ellerinle yediriyorsun, parka gidiyoruz salıncakta sallanıyoruz sonra ben seni uyutuyorum ve geri dönüyorum.Kapıdan çıktığım anda başlıyorum özlemeye seni.Sanki günlerdir görmemişim gibi yani.
Biliyor musun itiraf ediyorum burdan her gelişimde daha da büyümüş oluyorsun sen.Aramızda özel paylaşımlar oluyor artık ve ben anlıyorum ki sen aramızdaki bağı fark ediyorsun.Bir bilsen nasıl mutlu oluyorum bunlara.
Balım benim, söz veriyorum sana ömrümün sonuna kadar hep yanında olacağım.
Rabbim seni korusun, gönül yangınlarından uzak tutsun ve aydınlık eylesin geleceğini.

19 Haziran 2007 Salı

Bir dosta


Hayatımız boyunca yüzlerce insanla karşılaşırız, kimileriyle aynı binayı paylaşırız, kiileriyle aynı sırayı, kimileriyle aynı sevrisi, kimileriyle de aynı çalışma ortamını.Paylaşımlarımızın boyutu da birlikte olduğumuz insanların bize yakınlığına ve uzaklığına göre değişir.Kimileriyle günlük hayattaki rutinlerimizi, kimileriyle gündemleri, kimileriyle de herşeyimizi paylaşırız.

Çok özelimize aldığımız insanların sayısı oldukça azdır.Göz göze geldiğimizde sözcüklere gerek kalmadan anlaşılmanın rahatlığını nadir kişide yaşayabiliriz.Onlarla aynı ortamda bulunmak bizi rahatlatır, telaştan yüzüne bakmaya fırsat bulamadığımız günlerde bile onların bulunduğumuz mekanda olmaları bize inanılmaz huzur verir.Moralimiz bozulduğunda ona sarılıp alacağımız bir öpücükle günü güçlü bir şekilde atlatacağımızı biliriz.Dopinglerimizdir onlar bizim.

Böyle hazineler bulmuşken hiç yitirmek istemeyiz.İsteriz ki biz olduğumuz sürece onlar da hep olduğumuz yerde olsunlar.Gözümüz her aradığında, gönlümüz her özlediğinde bize sadece bir masa ötede olsunlar isteriz.Bencilliğimizden değildir ama bu isteğimiz...

Ve biz gidişlerinden onların bize kalan hüzün değil sadece biliriz.Anlaşılmanın mutluluğu, dar anlarda sıcak bir ses tonunun hep bizi beklediğini, hayatının dostluklarla güzel olduğunu duyumsamak kalır bize onların gidişlerinden.

Sana söyleyemediklerim söylediklerimden az oldu hep ama bil ki sen hep yüreğimde olacaksın.Yolun açık olsun, umudun bol olsun, en içten dileğin gerçek olsun...

Seni seviyorum

18 Haziran 2007 Pazartesi

HOŞ GELDİM, İYİ Kİ GELDİM :)

Ben geldim, yepyeni bir adrese geldim, yenilenmeye geldim, umudum olsun diye geldim...
İstenmeyen bakışlardan uzkta olmaya geldim.Ve ne olursa olsun ben gitmeyi istemediğim sürece kalmaya geldim...
Paylaşmaya geldim, umut sunmya, sevmeye, duygularımı paylaşmaya geldim.Yazmya geldim, yazdıkça kendimi bulmaya, buldukça O'ndan olmaya geldim.
Satırlardaki paylaşımlardan oluşan dostluklar kurmaya geldim.Sevinç, hüzün, coşku ne kadar duygu varsa hepsini paylaşmaya geldim.
Ben'le barışmaya, ben'i sevmeye, ben'i korumaya geldim...
Anlaşılmanın, ortak paydalarda buluştuklarımın olduğunu keşfetmeye geldim.
BEN GELDİM...İyi ki de geldim.
Dilerim bende sonra siz de gelirsiniz buraya, gölgelerden uzakta duru paylaşımlarımız olur yüzümüzde bir tebessüm oluşturan umarım.
Hepiniz umarım uğrarın buraya, geride kalan kimse kalmasın bizden eski sayfalarda...