3 Temmuz 2007 Salı

BEN'E ya da nam_ı diğer ENE'ye

                                         

 
Söyelenecek öyle çok cümlem var ki sana.Her gün yeni umutlarla açarız güne gözümüzü.Sınırlı olduğumuzun farkına varmadan tüketiriz  çoğu zaman vaktimizi.Planlayan, programlayan biziz sanırız.Sahip olduklarımız bizimdir;çocuğumuz, annemiz, babamız, arkadaşımız, eşimiz, yarimiz.Bizimdir ya onlar bizle kalmaya yazgılı, biz var oldukça onlar da bizimle kalmaya mahkum  sanırız...
''Biz'' de bize aittir, öyle kabulleniriz bunu.Kaşımız, gözümüz,elimiz, ayağımız, gözümüz, bedenimiz bizim tasarrufumuzda sanırız.İstediğimiz gibi kullanırız tüm uzuvlarımızı.Saatlerce yol yürür de yorulmak nedir bilmediğimiz anlarda kendimizle gurur duyarız, bizden çabuk yorulanlara yazık deyiveririz. Gözlerimizi vitrin camlarına, moda dergilerine ve bize insani sorumluluklarımızı hatırlatmaktan uzak televizyon ekranlarına mahkum ederiz. Göz bizimdir ya dilediğimiz yere bakarız. Yardıma ihtiyacı olanları görmeyi, başını okşayacak bir el bekleyenleri, bizden öte bir güç olduğunu haykıran doğa güzelliklerini görmeyi başkalarına bırakırız.
Hayatımızdaki olayların tamamı bizim kontrolümüzdedir bize göre. Biz istersek sever, istersek seviliriz. Biz iyi yetiştirirsek çocuğumuz ''iyi insan'' ünvanının kesin sahibidir. Bir tohum ektiysek ve hava, ısı, su,toprak dörtlüsünü bir araya getirdiysek sonuç kesindir, bekleriz yeşerecek dalların çıkmasını. Hastalandıysak ilaç kesin çaremizdir, ilacı içer ve sonucu bekleriz, etki etme süresinin dolmasını bekleriz. Birine çok mu emek harcadık, emin oluruz onun bize olan vefasından. Duygularımızın anlaşılmasını mı istedik , dünyanın en güzel cümlelerini kurarız ve karşımızdakinin anlayacağından şüphesiz emin oluruz.
''Biz'', kontrol edebiliriz herşeyi. İstersek koşar istersek coşarız. Biz istersek sevdiklerimiz her an yanımzıdadır, biz izin vermeden gidemez kimse bir yere. Biz öyle güzel ifade ederiz ki duygularmızı karşımızdakinin kalp kontrolünü alırız. Ne mesaj verirsek karşımızdaki alır. Sebepleri yerine getirdik mi istediğimiz sonuç bizimdir. Biz neyi planlarsak onu yaşarız..
''Biz'' öyle kudretli sanırız işte kendimizi. Acizlik, fakirlik bizden uzaktır...
Bir gün küçücük bir aksilik misafir olur hayatımıza. Vefa gösterdiğimiz aniden sırtını dönüverir, aldığımız ilaç etki süresini doldurur ama acımızı kesmekte yetersiz kalır. En güzel şekilde yetiştirdiğimiz çocuğumuz öyle bir şey yapar ki yüzümüz kızarır, kendimizden utanırız. Sevdiklerimiz göçüp gidiverir ötelere durdurmak için onları hiçbirşey yapamayız. Ani bir fren sesi sonrası koşan ayaklarımız süresiz istirahata çekilir. Gözler öyle anlarda kurtarır mahkum edildiklerinden kendini ve hikmet arayışına yönelir. Ektiğimiz tohumun neşvü nema bulması için şartların yeterli olmadığını umutla beklediğimiz dallar yeşermeyince anlarız.
Böyle anlarda anlarız planlarımızı aşan planların yapıldığını. Kalplerde olup bitenlerin bizden öteye bi yerlerde harmanlandığını. Kalplere vicdan ve merhametin ötelerde serpiştirildiğini ve kalbe tesirin O'nun izniyle olduğunu böyle anlarda idrak ederiz.
Küçücük aksilikler bize O'nun dilemesinin Biz'im dilememizden ehemmiyetli olduğunu anlatır. Sevdiklerimizin emanet odluğunu sahip olduğumuzu sandıklarımızın asıl sahibinin O olduğunu aksiliklerin olduğu anlarda anlarız.
Teşekkür etmeliyiz hayatımızdaki aksiliklere, O'nun kucağına yönlendirdikleri için bizi.Ve şükranlarımızı sunmlaıyız O'na bize kucak açtığı için.
(Aksilikler merhametten yoksun kalpleri isyan adalarına da sürükleyebilir, biz rahmet kucaklarına atabiliyorsak kendimizi, şansımızın farkında olmalıyız.)

İki anneyle konuştum dün... Birini yeni tanıdım hastane sevisinde. Göz taşı ameliyatı olmuş kontrole gelmişti. Şakalaştım önce'' Çok ağlamaktan mı olur yoksa bu taşlar öyleyse vay halime!" dedim. Onaylmıştı beni ''Ben çocuğumu kaybettim de '' dedi.Öyle utandım ki kendimden. Gözyaşı dökme sebeplerimiz  ne kadar farklıydı. Kitaplarla hayata bağlandığını söyledi , derdine dermandı onlar.Çantamdan kitaplığımdaki en özel kitabımı çıkardım. Sabah ruhumdaki yaraları sarmak için uzun bir zamandan sonra yanıma almıştım onu.''Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin''; benden çok o annenin hakkıydı okumak onu şimdi. Telefon numaramı yazdım kitabın kapağına, sayfaların arasındaki kuru laleyi de bırkatım içinde ve uzattım kitabı ruhu yaralı anneye. ''Sizin olsun, çok seveceksiniz, inanıyorum ''dedim. Kalbimde garip şeyler oldu...
Gece arkadaşımla konuştuk, ilk defa Dila'yı gördüm web camdan. Kordon kanı işe yaramamıştı. .  Arkadaşım solgun bir anneydi, baştaki metin duruşu yoktu.''16 Temmuz'da Dila için ilik alınacak  benden ve son deneme yapılacak'' dedi. ''Herşey bize bir emanettir, bize ait hiçbir şeyimiz yoktur aslında" demek istedim ona ama diyemedim...
16 Temmuz'da tek yürek olalım. Heşey yolunda gitsin ve acılar son bulsun. Bir annenin yüzü gülsün ve acılar tüm annelerden uzak olsun...


4 yorum:

Adsız dedi ki...

uzun zamandan sonra yazı yazdın ve ilk defa bu kadar uzun bir yazı yazdın.
ve en güzel yazılarından birini yazdın. demekki çok doldun.
Herkesin bir planı vardır hayata dair, ama unutmayalım ki Allah'ın da bir planı var. ve biz ne yaparsak yapalım bazı şeylere engel olamayız . takdir-i ilahi.

almina dedi ki...

Yazmak, yazdığımı hayata geçirmek?...
Yazdığım herşey nefisme sadece.

Adsız dedi ki...

Ebru ablaya katılıyorum...o anneye allah sabır versin...dila inşallah iyi olur.!!dilanın annesininde inaşllah yüsü güler...dualarımız dila ve ailesi için.!!

Adsız dedi ki...

Sevcan abla bncede katılıyorum..o kadınada allah sabır versin..o kitabıda vermekle ii yapmışsın..bnde aynısını yapmaya çalışırdım...Allah o kadının kızına ilik versin kendisinede sabır versin ve inaşkllah yüzleri güler